ÖZRÜN BÜYÜĞÜ
Neden diyorum
Bir kabahatin ardından
Hep bir garip özür gelir
Ve neden ama
O kabahatin tüm yükü
Bir özrün boynundadır
Dileyemez mi kabahat özrünü?
Düzeltemez mi kendi hatasını?
Kabahatken doğru olamaz mı yani?
Oysa o hata değilken, hata oluvermişti.
Bu oyunu kuran
İçinde formülünü böyle kurmuş
Hata ettiysen kabahat
Pişman olduysan
Bir özür.
Doğaya bir bakıver
Zamana, güne
Günün gece olması bir kabahat
Gündüzün gelmesi bir özür mü?
Kışın olması bir kabahat
Ardından yazın gelmesi bir özür mü?
İnsana bir de bak
Yaşamasında ki mucizeyi gör
Doğması bir kabahat
Ölmesi ona özür mü?
Sevmesi bir hata
Nefret etmesi bir özür mü?
Hakikatin yarısı hakikatsizlik
Doğrunun yarısı yanlış
Zulmün yarısı merhamet
Aklın dönüşü vicdandır.
Özür bir kurtuluş ve tamamlama
İktisadi hesaplar gibidir
Bir tarafta eksiler, bir tarafta artılar
Sonun da kalan ya sıfırdır ya hiçlik
Ve hayat erdemli olanı yarattı
Oda merhametin dolu olduğu kap
Her duyguyu, fikri işleyen bir tezgah var
Oda akıl, akıl
İnsana ne yapacağını bildirir, yaptırır
Hatalardan dersi çıkarmayı
Yanlıştan doğruya dönmeyi öğretir.
Özrün büyüğü bilmediğini anlamaktır.
Anlamadığını da bildiği yapmaktır
Ve kabahatli ise özür dilemektir.
Ve ben özür diliyorum?
Yazan: sav1