ÖLÜMÜM BAHAR OLSA
Öfkelerim kadar küçük bu gece çığlığı Düşlerim kadar büyük Duygularım kadar karmaşık nasıl anlatsam Çıksam şimdi çöl suskunu sokaklara Dallara yürüyen sular gibi çıldırsam Baharı muştulamak adına kapılar çalsam Hangi ana böler ki uykularını Özgürlüğü yeryüzüne bayrak yapsam Hiç mi hiç sevmiyorum yorgun yağmurları Ne kırları çıldırtıyor ne dağları Yağdı mı Toroslarca yağmalı yağmur Seller coşturup barajlar taşırmalı Bir yudum su demekten aciz yürekler Ya ses verip haykırmalı ya boğulmalı Ey ateşe sürülmüş ölümler ülkesi Ufuk çizgilerinde silikleşen anılar Kutsal soygunlar yasal vurgunlar Çöplük kumbaralarda biriken çocuklar Hiçbir dilden Hiçbir sözcük yetmiyor anlatmaya bu akşam Kuş kanadında bir bulut mu yalnızlık Belirsiz bir hüzün çiseliyor yine Düş yorgunu kirpiklerden akşam üstüne Kaya çatlağında köknar çılgınlığı benimki Kıraçlara kahreden tohum dargınlığı Yağmursuz gülmeyi bilmiyor ki kuraklık Beynimi yüreğime nasıl haykırsam bu akşam Bu akşam hiç yaşamamış olsam Bir badem çiçeği sürsem şimdi namluya Beynime sıksam Ölümüm bahar olsa nasıl anlaşılsam
ADNAN YÜCEL