Elif ve Unutulan Günlük
Elif, antika pazarında dolanırken, bir satıcının köşesindeki tozlu kitap yığını gördü. Eski kitapları karıştırırken bir günlük dikkatini çekti. Kapağı kırılırınca yazılan ışıltılı harflerle “Fikret” ismi yazılıydı. Elif, günlüğün ilk sayfasını açtı ve şu cümlelerle karşılaştı:
“Eğer bu günlük bir gün eline geçerse, gerçeklerin peşine düşmelisin. Çünkü ben artık anlatamayacağım.”
Elif, satıcıya kitabın hikayesini sordu ama adam sadece başını sallayarak “Bir zamanlar buradan biri getirdi,” dedi. Daha fazla bilgi alamayacağını fark eden Elif, günlüğü alıp eve döndü.
Günlük, Fikret adlı bir adamın gençlik yıllarındaki çalkantılı hayatını anlattığı yazılarla doluydu. Sayfa sayfa ilerledikçe, Elif bir trajedinin içine çekildi. Fikret, hayatının aşkı Ayla’nın ani bir trafik kazasında öldüğünü yazıyor, fakat olayın ardından hissettiği tuhaflıklardan bahsediyordu. Özellikle Ayla’nın kazadan önceki haftalarda birilerini takip ettiğini ve ondan bir şeyler sakladığını ima eden sözleri, Elif’in ilgisini daha da çekti.
Günlüğün son sayfalarından birinde, sır dolu bir ipucu vardı. Fikret, bir adres yazmıştı: “Yıldız Sokak, No:12” ve altına şu notu düşmüştü: “Son sır burada saklı.” Elif, adresi bulmaya karar verdi.
Eski Evde Keşfedilenler
Yıldız Sokak’a vardığında, No:12’nin çoktan terk edilmiş gibi görünen eski bir ev olduğunu gördü. Kapıyı çalıp kimseyi bulamayınca, dikkatlice arka bahçeye ilerledi. Orada bir pencerenin kırık olduğunu fark etti ve cesaretini toplayarak içeri girdi.
Ev, yıllarca el değmemiş gibiydi. Tozla kaplı mobilyalar ve yere düşmüş kitaplar, bir zamanlar burada yaşanan yoğun hayatın izlerini taşıyordu. Elif, salonda bir masa buldu. Masanın üzerinde, özenle sarılmış bir paket vardı. Paketi açtı ve İçinden bir kutu çıktı. Kutunun içinde eski mektuplar, siyah beyaz fotoğraflar ve bir adet kaset vardı.
Mektuplar ve Kasetin Sırrı
Mektuplardan ilki, Ayla tarafından yazılmış bir veda notuydu. Notta Ayla, Fikret’e duyduğu derin sevgiyi anlatıyor, fakat birilerini korumak için ondan uzaklaşması gerektiğini söylüyordu. İkinci mektup ise kim olduğu belli olmayan birinden gelmişti. Şöyle diyordu:
“Fikret, gerçekleri biliyorsun ama sakın unutma, onlar da seni izliyor. Her şeyi anlattığın an, sadece sen değil, Ayla’nın hatırası da yok olur.”
Elif, kaseti bir teyp bulup dinlemeye karar verdi. Kaset, Fikret’in sesiyle başlıyordu. Fikret, Ayla’nın kaza yapmadığını, birileri tarafından öldürüldüğünü düşüyordu. Ancak olayın ardındaki kişilerle ilgili daha fazla konuşamadan, kayıt aniden kesiliyordu.
Elif’in Kararı
Bu noktada Elif, olayın içine daha fazla daldıkça, bu sırrın kendi hayatına da dokunduğunu fark etti. Mektupların birinde bahsi geçen bir şirket adı, Elif’in çocukken babasının söz ettiği bir işi hatırlattı. Babası ve Fikret’in hayatları arasında bir bağlantı mı vardı? Bu soru, Elif’i gerçeklerin peşine düşmek için daha da cesaretlendirdi.
Bu noktadan sonra, Elif hem kendi ailesinin tarihini hem de Fikret ve Ayla’nın trajik hikayesini çözmek zorunda kalacaktı. Ancak bu yolda yürürken, gerçeklerin onu nereye sürükleyeceğini bilmiyordu. Tek bildiği şey, bu hikayenin sadece bir başlangıç olduğuydu.