AŞK
Her yanım gece,
Toz toprak her yanım.
Hayat bilmece,
Ben yine ziyanım…
Gözlerin, ah vefasız gözlerin,
İki çivi gibi çakılmış,
Beynimin en narin yerine,
Usulca, gülümseyerek…
Düşsel avuntularda bulmak seni,
Ve yitirmek olur olmaz zamanlarda,
Çınar gibi kalıcı değil,
Papatya gibi tez ölen aşklar mesela,
Tuz basmak yaralarıma,
Ve kanatmak kabuklarını,
Hep seni düşünmek,
Yaprak dökümlerine öykünmek ölesiye,
Ve efkarlı mısralar miras kaldı,
Beyaza boyanmış sevdamdan…
Kafiyesiz şiirlerde bulmak seni,
Ve her zaman ‘öteki’ olmak,
Tanıyamamak kendimi,
Düş sanmak bu zemini,
Her sabah diriltip
Her gece yeniden öldürmek sevgiyi,
Bir de,
Bir de bu efkarlı dumanlar kaldı,
Yalan yanlış fikrimden…
Yıllardır bu evdeyim ben.
Kiracısıyım terkedişlerin;
Üst katta ihanetler,
Karşıda gözlerin kalır..
Bazen unutulsa da dertler,
Kafamda sözlerin kalır..
Her akşam uğrarım kapına,
Elim uzanır ziline,
Uzandığıyla kalır ya elim,
Koyan o olsa yalnız!
Biri bitince diğeri başlayan,
Ve her biri tek tek hançerleyen,
Eski aşklar vurur beni kapında..
Düşerim ulu orta apansız…
Bir düş görüyorum her gece:
Penceremde ufak bir serçe,
Korkmuş, sefil, titriyor.
Elimi uzatıyorum;
Konuyor.
Derken çırpınmaya başlıyor,
Beraber ölüyoruz sanki,
Öpüyorum yüzünü, gözlerini,
Tek ölmesin, ölmeyeyim diye..
Ansızın donuyor gözleri,
Ve bakıyor gözlerime..
O an anlıyorum ki aşk,
Başka türlü ölmekmiş..
Adnan Korkmaz