Yollarda
Gönlümde daima yeni bir yol hazırlığı,
Her lahza başka beldelerin iştiyakı var;
Yıldızların, ayın bile hasret baktığı
Çöller, denizler, engin ufuklar ve yaylalar
Bir sevginin hayalini takip eder gibi,
Çok kere bir melal ile baktım ufuklara;
Bazen coşup da bağrı derbeder gibi,
Çılgınca bir karar ile aktım ufuklara.
Aştım dumanlı dağları, engin denizleri,
Cennet misali yurdumu gezdim adım adım,
Aşık çoban çocuklarının saz benizleri,
Mahzun yavuklular… Sizi gördüm ve ağladım.
Yollarda anladım neye inler kaval sesi,
Rüzgar niçin susar, neden ıssız bu yaylalar?
Hepsinde bir garipliğin üzgün düşüncesi,
Hepsinde ayrılıkları söyler terane var.
Sordum dumanlı Akdeniz’ in dalgın ufkuna:
– Kalyonlu, dev kadırgalı sergerdeler hani?
Daldın, güzel deniz, yine rüyalı uykuna,
Turgut Reis’ le Barbaros’ un nerdeler, hani?
Her yerde ırkımızın izi, her yerde geçmişim,
Her yerde ceddimin bana bir ders olan sesi;
Toprakta, dalgalarda ve mermerde geçmişim,
Her yerde Türklüğün o büyük ruhu, gölgesi.
Durmaz eser başımda Uzunyayla rüzgarı,
Her an tüter gözümde o hasretli Erzurum,
Kars’ ın melali, Erciyeş’ in bitmeyen karı,
Billur o çeşmeler ki, su içtim yudum yudum.
Dört mervsimin de zevkini yollarda tatmalı,
Koplar’ da kar, İçel’ de bunaltan sıcak nedir?
Çöllerde bir yudum su, yeşil bir ağaç dalı,
Bozkırlar ortasında tüten bir ocak nedir?
Tarsus’ ta bir Şubat sonu gül, fulya koklamak,
Coşkun çağıltılarda akan bir köpüklü su…
Bir çardağın serinliği altında bir hamak,
İzmir’ de Sonbahar günü bir öğle uykusu.
Abdest alıp çınarlı şadırvanda bir sabah;
Kılmak Yeşil’ de vecd ile bayram namazını;
İslama anlatırken ezan nerdedir felah,
Duymak içimdeTanrı’ ya bağlanma hazzını
Ruhum zamana sığmadı, ebada sığmadı,
Her lahza başka bir yer için coştu hasretim.
Hala içimde yolculuğun sevdiğim tadı,
Hala uzak diyarlara çılgınca hasretim
Munis Faik Ozansoy