TUTUNAMADIM
Ben hayatı hiç dengede tutamadım!
Ne bileyim ya fazlaydım bu hayatta ya da çok saf…
Hep birşeyleri eksik yaşadım.
Doğduğumda hayata açılan gözlerim meğer hep yaş dökmek için var olmuş…
Dizlerim ne kadar çok kanarsa o kadar çok düşeceğimi tahmin etmiyordum…
Büyüdükçe artan sorunlar bir dağ gibi birikiyormuş içimde…
Bilmezdim insan ne kadar iyimser olursa o kadar acı çekermiş…
Olgunlaştım!
Belli bir süre sonra karşıma çıkan her engeli aşmayı öğrendim…
Daha az ağlamaya alıştım….
Daha az sevmeye…
Daha az güvenmeye…
Yine de yetmedi azalmalarım.
Ben azaldıkça alçaldı insanlar.
Buna rağmen eyvallah deyip sustum.
Kaybeden oldum…
Kalbimden vuruldum…
Kahrımdan öldüm…
Siz pişmanlığı tanır mısınız?
Ben her gece onunla uyudum…
Geçmişi unutmaya çalıştım.
Geçmişimle uyumaya alıştım.
Uyutuldum belki!
Hiç haberim olmadan koynuma bir yılan sızdı…
Belki içtim zehrini…
Belki de uyuştu dilim, kalbim , duygularım…
Sönük bir mum alevi gibi eridi gitti yıllarım!
Tutunamadım…
Biraz da haylazdım.
Kimseye minnet etmedim…
Ya adam akıllı yaşanmalıydı her şey
Ya da adam gibi çekip gitmeliydim.
Çok gittim…
Olmayacak her hayali kalbime gömüp gittim.
Yaşanmayacak her mutluluğu bir bir öldürüp gittim…
Mutlulukta gözüm yok.
Benim gözlerim hüzne alışık…
Demiştim ya, ben alıştım hayatta hep yanılmaya
Yanıldıkça, yanmaya…
Yandıkça pişmeye…
Yine de içimdeki o masum çocuğu hiç büyütemedim.
Hala aklıma düşer anlamsız kahkahalarım.
Çocuksu düşlerim.
Yere göge sığdırmadığım sevdiklerim…