ŞİRKET MEMURU
İyi kötü bir iş bulmuşsun kendine,
Gelen evrak, giden evrak, Sabahtan akşama kadar,
Fiş doldurup, imza atmak. Oturmuşsun masa başına,
İnsanların biri gelir, biri gider, Sen düşünen adam misali,
Kimbilir aklından neler geçer. Bir kazan, bin şükret haline,
Şirket memurusun bugüne bugün, Ama maaşın sigarana yetmezmiş,
Dostlar alışverişte görsün. Arasıra asabın bozuluyormuş,
İki göz iki kaş arasında, Eyvallah demek de güç olacakmış,
Haklı haksız söz altında. Hakkın, fakat hakkın değil,
Eller gibi ferah yaşamak, Doğuştan düğümlü kaderin,
Mezara kadar öyle kalacak. Şair ruhlu, üstelik ressammışsın,
Ne çıkar bundan, kimin umurunda, Sen düşüncelerinin mahkumusun,
Karanlık odaların ortasında. Fakülte fakülte gezip durdun,
Bir baltaya sap olamadın gitti, “Alem gider Mersin’e, sen gidersin tersine”
“Atı alan Üsküdar’ı geçti.” Ne sesini duyan, ne hatırın soran var,
Bin pişmansın dünyaya geldiğine, Hasılı bu devrin adamı değilsin,
Ağlarsın başkalarının güldüğüne. Geçim derdine düştün düşeli,
Şiirler de kar etmez oldu, Herşey madde olduktan sonra,
Yaşamanın tadı tuzu kalmadı. Perişan evraklar ortasında,
Düşünüp durdukça mahzun olursun,
Bugüne aldandığını ölümlü dünyada,
Zengin hayalinin fakir memurusun.
Ahmet Bilal