Karaya Vuran Çarık
Bir çarık, yorgun, umutsuz
Dertli, duygulu bir çarık
Bir şehri kıyı sanmış ta
Vurmuş yollara kendini.
Yırtık mı yırtık bir çarık
Kovulmuş dokuzuncu köyden
Bulmuş gibi onuncusunu
Atmış kollara kendini.
Giyilmiş, sevilmemiş
Dövülmüş, övülmemiş
Sebil etmiş ayak ayak
Hep hep ellere kendini.
Şehri kucaklasa vermezler
El açsa canlara görmezler
Kahrından dert açmış da
Sunmuş kullara kendini.
Şu sokak, bu cadde, o han…
Yeni çıkmış bir balık sudan
Neylesin, netsin…Şaşkın
Vermiş sellere kendini.
Az gitmiş, uz gitmiş çarık
Yıllar yılı adı hep “çarık”
Korkuluğa çıkmış da adı
Asmış dallara kendini.
İbrahim Zeki Burdurlu