Galeyan-ı Aşk
Âşıkım!. Sendeki füsûn-ı hüsnün
Hem gözüm, hem gönlüm müptelâsıdır;
Dalgın akşamları andıran hüznün
Mahabbet çağının bir edâsıdır.
Füsunkâr yüzünü gören mest olur,
Senden ayrı düşen dil-şikest olur;
Huzûrunda cihân putperest olur
İbâdet hüsnünün temâşâsıdır.
İnsanlar peşinde gezer serseri,
İn misin? Cin misin? Nesin ey perî?
Sanırım ki rûhum ezelden beri
Elâ gözlerinin âşinâsıdır.
Her sabah elâdır, her akşam esmer,
Rü’yâda gördüğüm çiçeğe benzer!
Hâsılı hayrânım!. O reng-i dilber
Kudretin en güzel muammâsıdır.
Sihrine tutuldum ben, ey perî-zâd!
Ölmedikçe olmam gamından âzâd;
Affet kusurumu, bu aşk-ı nâşâd
Dîvâne gönlümün son hatâsıdır.
Fıtraten meftûnum, ben bir hayâle
Sende o hakîkat ermiş kemâle,
Bu bir iptilâdır, beni bu hâle
Düşüren tab’ımın iktizâsıdır.
Sebeb-i cevrini söyle, bileyim!
Dilden hayâlini nasıl sileyim?
İlhâm-ı aşkından asıl dileğim
Seninle rûhumun i’tilâsıdır.
Ma’nâsı yok sensiz şu kâinâtın,
Güzellik hep senin muhassenâtın!..
Reddetme, ölürüm! Öksüz hayâtın
Bu hasret çekilmez bir belâsıdır.
Mâteminle şâdım güzelim, inan!
Şimdengeri benim her sözüm figan,
Yâdınla döktüğüm dümû’-ı hicrân
Ezâ-yı ömrümün mâcerâsıdır.
Rızâ sevdiğinden hep elem gördü,
Kendini değersiz bildi, kem gördü;
Yaman tâliinden çok sitem gördü,
Lâkin bu, hepsinin en fenâsıdır!..
RIZA TEVFİK BÖLÜKBAŞI