BÜLBÜL İLE ŞAHİN
BÜLBÜL İLE ŞAHİN
Bülbül şahine der ki:
İkimiz de kuş olduğumuz halde, sen padişahın sarayındasın, ben ise bahçenin dikenliğindeyim.
Sen kuşları avlayıp yersin, padişahın yanında değer kazanır muradına erersin. Kuşların sultanı olursun.
Ben ise günü güne eklerim, her gece sabaha kadar gülün açılmasını beklerim. Ben uyumadan o açmaz, uyanınca açılmış görürüm. Açıldığını göremem, muradıma eremem.
Diken arasında muratsız ağlarım, yüreğimi dağlarım.
Şahin şöyle cevap verir:
Ben bin murat alırım ama birini söylemem. Sen bir murat almadan bin söylersin. Susan murat alır, öten muratsız kalır.
******
* Sükut, yorulmadan yapılan ibadet, masrafsız takılan bir ziynet, hükümdarlığa muhtaç olmadan ele geçen bir devlet, duvara ihtiyaç duyulmadan yapılan kale, çalışmadan kazanılan zenginlik ve ayıpların kapatılmasıdır.
Hayırlı söz keramet, sükut selamettir.
Yalan zayıflatır imanı, rezil eder insanı.
Dedikodu gıybettir, şiddetli bir afettir.
Alay belki güldürür, ama kalbi öldürür.
Güzel söz sadaka, mahşere nafakadır.
Çok söz kalb katılaştırır, Haktan uzaklaştırır.