Aruza Veda
İlk hasretiyle gençliğimin ilk elemleri
Ey paslı tellerinde gülen, ağlayan aruz,
Ey eski dost yad edelim eski demleri,
Madem ki son sadanı dağıtmış, yorulmuşuz!
Anlat alevli bir çölün üstünde ansızın!
Billur sesinle hıçkırarak doğduğun günü!
Binbir diyarda binbir ilahi güzel kızın
Anlat nasıl terennümün inletti gönlünü!
Neydin gönülde, şimdi ne oldun zavallı sen,
Hıçkır benim de bari bu son gizli nalemi.
Timsalin asumanda ziyalarla işlenen
Bir pembe gül mü, yoksa bir altın piyale mi?
Akşam gruba karşı tüten bir buhurdanın
Hüznüyle şahit olma nihayet zevaline!
İran yoluyla Zühre tacın, nağme kervanın
Şahane geldiğin gibi şahane git yine!
Biz şimdi başka bir ahenge bağlıyız:
Aşık naziıya geldi erenler bu meclise,
Yalnız bugün senin gibi ölgün sadalıyız,
Zira bu saz da parçalanır gülmek istese…
İncitmeden rübabını insafsız ellerin
Zalim temaslarıyla zamanın sitemleri,
Ah ayrılırken, inleyerek paslı tellerin,
Ey eski dost, yad edelim eski demleri…
Halit Fahri Ozansoy