Anneannem derdi ki;
Mutlu isen mutlu görün, değilsen zorlamanın bir alemi yok kızım.
Kimseyi yaşadıklarına inandırmak zorunda değilsin.
Birileri üzülecek diye, sürekli gülmek zorundada değilsin.
Bir kere taşıyamaya kalktın mı kimse inmek istemeyecektir sırtından,
yorulmaya dahi hakkın olmayacaktır.
Seversin, layık görülmezsin sevmeye,
gitmeye kalkarsın, kaçan olursun.
Hep hazırda olmanı beklerler ama, kimsenin ayağına dolanan olmamalısın.
Her zorluğun altından tek başına kalkmaya çalışma kızım,
bırak herkes üzerine düşeni yapsın.
Taşkın sel olma.
Duru, hatta kimsenin ha deyince gelemeyeceği,
bulamayacağı dağ gölü ol.
Gerçekten ulaşmak isteyen sana dokunsun.
Evet içinde dağları delecek,
çölleri aşacak gücün var.
Ama sen ne Ferhat’sın
ne Mecnun.
Sen Ferhat’ın sevdiği Şirin,
Mecnun’un yandığı Leyla’sın kızım.
Ve şunu söylemekten çekinme;
” ÇOK YORULDUM YARDIMA İHTİYACIM VAR..”