Karamela
Yanık şekerim sert, hayatsa daha berbat,
İkisinin de aynı kâğıttan çıktığını unuturdum
Unutmasına da, ben tuttum birini sevdim,
Hayatı nasıl sevdiysem onu da öyle sevdim:
Tarçın kokulu kız, Carmen, Ay Carmela…
O nane likörüne bayılırdı ama, ben onu
Sıcacık bir kahvenin dumanına benzettim,
O da beni birine benzetmiş olmalı ki, tuttu
Aşk derdine düştü, şimdiyse terketme sevdasında!
Aşk dünyaya bizden önce gelmiş de erkenden
Açmış gibi dükkânını, onun kokusuyla tanıdım
Aktarları, acı sözlerini aşkın tuzu biberi saydım,
Onun huylarıyla karşılaştım eski tuhafiyelerde:
Aynalı Pasaj, Bonmarşe ve Altın Düğme…
Biri birine uymayan binbir huy, binbir çeşit,
Bir dükkâna rastladım duvar taş, kapı kilit,
Ne tatlı sözlerim açabildi ne iyi huylu şiirim,
Karemela dükkanı olduğunu en sonunda öğrendim!
Şimdi yanık şekerim sert, hayat ondan da berbat!
Ah karemela, şekerim, aşk tatlı da insanlar berbat!
Haydar Ergülen